22 Şubat 2014 Cumartesi

Türkiye'nin Müze Sayısının AVM Sayısından Az Olduğunu Biliyor muydunuz

AVM konulu bir yazı yazmam gerekiyordu. Bu nedenle konu hakkında araştırma yapma ihtiyacı duydum. 

İnternette konu ile ilgili yazılara göz atarken, Radikal Gazetesi yazarı Cüneyt Özdemir'in konu ile ilgili kaleme aldığı yazısı çok dikkatimi çekti. Kalemine sağlık Cüneyt Özdemir.

Yazıda Türkiye'nin AVM sayısının müze sayısından fazla olduğundan ve Avrupa ülkelerinde açılan müze sayısının Türkiye'nin kat be kat üstünde olduğundan bahsetmiş Cüneyt Özdemir. 

Evet, ne yazık ki, ülke olarak tarihimize ve kültürümüze vermiş olduğumuz değer yeterli değil. Oysa Anadolu o kadar çok uygarlığa ev sahipliği yapmış ki, bu topraklarda yaşayan uygarlıkların bırakmış olduğu onlarca tarihi eser bulunuyor. 


Biz ülke olarak tarihi eserlere ve tarihimize önem vermiyoruz ne yazık ki. Tarihi eserleri korumak bir yana çalınıp çırpılmasına göz yumuyor, ülke zenginliğimiz olan eserlerin bazı kişilerin kişesel serveti haline dönüşmesine izin veriyoruz. 

Avrupa bu işi biliyor. Tarihine önem veriyor. Müze sayılarına baktığımızda Avrupa'yı ne kadar geriden takip ettiğimiz daha iyi anlaşılacaktır. Amerika'da 17.500, Almanya'da 6500, Fransa'da 2000, İspanya'da 3000, İtalya'da 1500 kadar müze varken Türkiye'de kaç müze var biliyor musunuz? Türkiye'de 300 müze bulunmakta

Müze sayısı 300 olan Türkiye'nin  AVM sayısı ise 350'yi geçmiş bulunuyor. Her geçen gün AVM'lere yenileri ekleniyor. Adım başı bir AVM inşa edilerek insanları alışveriş yapmaya teşvik eden ve tüketim toplumu yaratan yetkililer bunun yerine müze açmayı tercih etse, insanlara kültür ve bilgi empoze etse daha iyi olmaz mı?

Ben şahsen her adım başı bir AVM açılmasından rahatsızım. Gelişmiş ülkelerde şehirlerin orta yerine böyle binalar inşa etmek yerine müze, konser salonu, tiyatro vb. binalar inşa edilmekte. Bu binalar inşa edilirken şehrin tarihi dokusunu bozmamak için büyük bir çaba harcanmakta. 

Biz de ise durum tam tersi. Tiyatro, konser salonu ve müzelerin ulaşımı zorlaştırılırken, özellikle müzelere girişler bir hayli pahalı iken, şehrin merkezine çirkin çirkin binalar dikilerek sözüm ona alışveriş merkezleri açılmakta ve bu merkezlere bedava girilmekte. Ben de AVM'ler yerine müzelere bedava girmek istiyorum, çok mu şey istiyorum acaba...

Güya bu merkezlerde insanlar keyifli vakit geçirecekmiş, oysa bu merkezlerde harcanan zaman ölü zaman. Ben ne zaman AVM'ye gitsem, birçok insanın alışveriş dahi yapmadığı halde boş boş dolaştığını gözlemledim. 

Türkiye'de bu kadar çok AVM varken bunlara yenilerinin eklenecek olması büyük markalara ve patronlara biraz daha para kazandırır onu biliyorum da topluma ne kazandırır onu bilmiyorum.

Türkiye'nin Müze Sayısının AVM Sayısından Az Olduğunu Biliyor muydunuz

AVM konulu bir yazı yazmam gerekiyordu. Bu nedenle konu hakkında araştırma yapma ihtiyacı duydum. 

İnternette konu ile ilgili yazılara göz atarken, Radikal Gazetesi yazarı Cüneyt Özdemir'in konu ile ilgili kaleme aldığı yazısı çok dikkatimi çekti. Kalemine sağlık Cüneyt Özdemir.

Yazıda Türkiye'nin AVM sayısının müze sayısından fazla olduğundan ve Avrupa ülkelerinde açılan müze sayısının Türkiye'nin kat be kat üstünde olduğundan bahsetmiş Cüneyt Özdemir. 

Evet, ne yazık ki, ülke olarak tarihimize ve kültürümüze vermiş olduğumuz değer yeterli değil. Oysa Anadolu o kadar çok uygarlığa ev sahipliği yapmış ki, bu topraklarda yaşayan uygarlıkların bırakmış olduğu onlarca tarihi eser bulunuyor. 

21 Şubat 2014 Cuma

Gençlerin Yeni Tutkusu; Süper Hexagon Oyunu

Oyun tutkunları iyi bilir, bazı oyunlar çok dikkat çeker ve birden bire herkes tarafından oynanmaya başlar. 

Android uygulaması olan akıllı telefonlarda ve tabletlerde oynanmaya başlanan ve özellikle gençler arasında çok yaygın bir hal alan Süper Hexagon oyunu kullanıcılar arasında 4.6 puana sahip. Yani oyunu oynayan kullanıcılar bu oyuna çok yüksek puan veriyor.

Benim de çevremde bu oyunu oynayan liseli gençler var. Gençlerden edindiğim izlenim, bu oyunu oynamanın hem eğlenceli hem de zor olduğu. 

Oyun bir grafik oyunu. Kolay gibi görünen ancak yüksek dikkat, zeka ve el becerisi gerektiren bir oyun. Oyuncu saniyelerle yarışmak zorunda. Kolaydan zora doğru giden bölümlerden oluşuyor. Klasik oyunlardan bir farkı var, level geçmek öyle sanıldığı kadar kolay olmuyor. Bir bölümü geçmek uzun sürebiliyor. Tabi level geçmek biraz da oynayan kişinin becerisine kalmış bir şey. Çok çabuk level atlayanlar da yok değil. 

Oyunun bölümleri zor, daha zor, çok daha zor şeklinde gidiyor. Ama gerçekten zor. Zor ve eğlenceli bir zeka oyunu oynamak istiyorsanız Süper Hexagon tam size göre bir oyun. Tavsiye ediyorum. 

İyi eğlenceler...

Görsel alıntıdır



Gençlerin Yeni Tutkusu; Süper Hexagon Oyunu

Oyun tutkunları iyi bilir, bazı oyunlar çok dikkat çeker ve birden bire herkes tarafından oynanmaya başlar. 

Android uygulaması olan akıllı telefonlarda ve tabletlerde oynanmaya başlanan ve özellikle gençler arasında çok yaygın bir hal alan Süper Hexagon oyunu kullanıcılar arasında 4.6 puana sahip. Yani oyunu oynayan kullanıcılar bu oyuna çok yüksek puan veriyor.

Benim de çevremde bu oyunu oynayan liseli gençler var. Gençlerden edindiğim izlenim, bu oyunu oynamanın hem eğlenceli hem de zor olduğu. 

Oyun bir grafik oyunu. Kolay gibi görünen ancak yüksek dikkat, zeka ve el becerisi gerektiren bir oyun. Oyuncu saniyelerle yarışmak zorunda. Kolaydan zora doğru giden bölümlerden oluşuyor. Klasik oyunlardan bir farkı var, level geçmek öyle sanıldığı kadar kolay olmuyor. Bir bölümü geçmek uzun sürebiliyor. Tabi level geçmek biraz da oynayan kişinin becerisine kalmış bir şey. Çok çabuk level atlayanlar da yok değil. 

Oyunun bölümleri zor, daha zor, çok daha zor şeklinde gidiyor. Ama gerçekten zor. Zor ve eğlenceli bir zeka oyunu oynamak istiyorsanız Süper Hexagon tam size göre bir oyun. Tavsiye ediyorum. 

İyi eğlenceler...

Görsel alıntıdır



Kadın mı Bayan mı

Son günlerde sosyal medya ilginç bir tartışmaya ev sahipliği yapıyor.

Birçok gazeteci bu konuda makaleler kaleme aldı, birçok blogger bu konuda blog yayını paylaştı. 

Ben de bu konu ile ilgili kendi düşüncelerimi paylaşmak üzere bu yazıyı kaleme aldım.

Evet, tartışmanın konusu kadınlara "kadın mı bayan mı" diye hitap etmek gerektiği idi. 

İşin ilginç yanı kadınlardan bahsederken bayan mı kadın mı kullanılması gerektiği noktasında kadınların da ikiye bölünmüş olması.

Ben yazılarımda kadınlardan bahsederken kadın kelimesini kullanmayı tercih ediyorum. Bayan dediğimde kadınlardan bahsetmiyormuşum başka bir canlıdan bahsediyormuşum gibi hissediyorum.


Evet, bayan kelimesi bir hitap şeklidir aslında. Bayan ... şeklinde hitap etmek için kullanılan bir nezaket kelimesidir. Kadınların cinsel kimliğini anlatan, onların kadın olarak kabul edilmelerini sağlayan bir kelime değildir.

Erkeklerden bahsederken nasıl bay kelimesi kullanılmıyorsa kadınlardan bahsederken de bir hitap şekli olan bayan kelimesi kullanılmamalıdır. 

Kadınlar arasında kadın-kız ayrımı yapılması ve kadın kelimesine yüklenen cinsel anlam toplumu kadın kelimesini kullanmaktan uzaklaştırmaya ve utandırmaya başlamıştır. Bayan kelimesinde böyle bir sorun yaşanmıyor olması, nezaket kavramı ile birleştirilerek kadın yerine bayan kullanılması, kadın kelimesini kaba ve kadının cinselliğini sorgulayan bir kelime haline getirmiştir.

Erkek yerine bay kelimesinin kullanılması nasıl tartışılmıyorsa kadın yerine bayan kelimesinin kullanılması da tartışılmamalıdır. Düz mantıkla bakacak olursak bay yerine erkek kelimesinin kullanılması da kabalık olmaz mı? 

Bayan, kadının cinselliğini değil cinsiyetini yok sayan bir kelimedir. Bayan ya da bay diye bir cins yoktur. Bayan ve bay diye hitabet şekli vardır. Kadın kelimesine yüklenen cinsel anlam (bakire olmayan kişi) bu kelimenin yerine bayan kelimesinin kullanılması sonucunu doğurmuş, kadının evli ya da bekar (bakire) olması kadın kelimesi ile ilişkilendirilmiştir.

Özellikle bizim gibi cinselliğin tabu olduğu ülkelerde ne yazık ki kelimelere yüklenen anlamlar, kadınları kadınlığından utanır hale getirmiştir. Bu çok büyük bir ayıptır. Bu ayıbın ortadan kalkması için bütün kadınlar bayan değil kadın olduklarını yüksek sesle haykırmalıdırlar.

Kadın mı Bayan mı

Son günlerde sosyal medya ilginç bir tartışmaya ev sahipliği yapıyor.

Birçok gazeteci bu konuda makaleler kaleme aldı, birçok blogger bu konuda blog yayını paylaştı. 

Ben de bu konu ile ilgili kendi düşüncelerimi paylaşmak üzere bu yazıyı kaleme aldım.

Evet, tartışmanın konusu kadınlara "kadın mı bayan mı" diye hitap etmek gerektiği idi. 

İşin ilginç yanı kadınlardan bahsederken bayan mı kadın mı kullanılması gerektiği noktasında kadınların da ikiye bölünmüş olması.

Ben yazılarımda kadınlardan bahsederken kadın kelimesini kullanmayı tercih ediyorum. Bayan dediğimde kadınlardan bahsetmiyormuşum başka bir canlıdan bahsediyormuşum gibi hissediyorum.

20 Şubat 2014 Perşembe

Sosyal Medyada Yaygın Şekilde Oynanan Neknomination (Cesaret Oyunu) Ölümlere Neden Oluyor

Artık bilgisayar ve internette oynanan oyunlar değişmeye ve daha tehlikeli bir hal almaya başladı.

2013 yılının son aylarından itibaren oynanmaya başlanan Neknomination isimli bir oyun var. Bilmiyorum hiç duydunuz mu? Bu oyun internette oynanan en çılgın ve en tehlikeli oyunlardan birisi. Avrupa'da yaygınlaşmaya başlayan oyun o kadar tehlikeli ki, can kayıplarına da neden oluyor. 

İlk defa Avustralya'da ortaya çıkan Neknomination cesaret oyunu olarak da biliniyor ve  alkollü içeceklerle oynanıyor. Alkollü içeceklerle oynanıyor olması oyunu son derece tehlikeli bir hale getiriyor.


Oyun en çok sosyal medyada oynanıyor. Peki, cesaret oyunu nasıl oynanıyor? Avustralya'dan sonra İrlanda, İngiltere ve Kanada'da da yaygınlaşan oyun tehlikeli şekilde alkol tüketen ve bunu videoya çeken kişinin arkadaşını bu yapmaya davet etmesi ve karsındaki arkadaşın da ona meydan okuması şeklinde de tanımlanabilir. 

Elinde bulunan alkollü içkiyi (bira, viski, şarap vb.)  tek seferde farklı bir şekilde (klozete boşalttığı içkiyi içmek, süpermarkette soyunarak tek seferde bir şişe bira içmek vb.) tüketen kişi, seçtiği bir arkadaşının da aynısını yapmasını istiyor. Arkadaşına meydan okuyan kişi ise içkiyi aynı şekilde tüketmek zorunda kalıyor.

Sosyal medyada yaygın şekilde oynanan ve bir tür çılgınlık olarak değerlendirilen cesaret oyunu (neknomination) tehlikeli şeyler yapmak ve başka insanları da tehlikeli şeyler yapmaya davet etmek temeline dayanıyor. 

Cesaret oyunu oynayan kişiler arasında ne yazık ki can kayıpları da yaşanıyor. Aşırı derecede alkol içtiği için komaya giren ve cesaret oyunu yüzünden ölen insanların olması, bu oyunun ne kadar tehlikeli olduğunu göstermesi bakımından önemli.

İngiltere'de bu oyun yüzünden iki insan hayatını kaybetti. Aşırı alkol alan gençler ne yazık ki hayatını kaybetti. İrlanda'da 19 yaşında bir genç aşırı alkol aldıktan sonra nehre atladı. 

Henüz Türkiye'de çok fazla bilinmediği için dikkat çekmeyen ve bu nedenle tehlike olarak görülmeyen Neknomination özellikle sosyal medyayı kullanan gençler arasında tanınıyor. 

Ne diyelim, inşallah Türkiye'de yaygınlaşmaz bu oyun...