Oh ne güzel... Yalnızlığımla başbaşayım... Kendimi dinliyorum ve inanılmaz bir pazar keyfi yapıyorum... Bir yandan sevdiğim bir şarkıyı mırıldanıyorum bir yandan da ne güzel bir gün diye düşünüyorum... Elimde çay fincanım sıcak çayımı yudumluyorum ve gazetelere şöyle bir göz gezdiriyorum...
Ve pazar keyfim sona eriyor maalesef...
Son bir haftadır içimiz dışımız yolsuzluk operasyonu oldu... Varsa yoksa operasyon, yolsuzluk... O şu kadar para almış... Öteki öyle demiş, bu böyle söylemiş... Şu kadar kara para aklanmış, falan filan yani... (Yalnız şunu belirtmek isterim ki, bahsedilen para, milli piyangonun yıl başı ikramiyesini falan solda sıfır bırakır, o kadar yani...)
Kara para aklama da ne ola ki diye merak ettim ve araştırma(!) yapayım dedim... Aman Ya Rabbim... Kara para aklamak yasa dışı yollardan elde edilen paranın yasal yollardan temizlenmesi demekmiş!... Paravan şirketler, bankalar vb...
"Neyse ne" deyip bu konuyu düşünmek ve üstünde durmak istemedim ama ne yalan söyleyim, içim pek elvermedi boş vermeye... Okumaya devam ettim gazeteyi... Bizim gibi insanların hiç kara parası olmadığı için nasıl temizlenmesi gerektiğini bilmiyoruz pek tabii, o nedenle haliyle üzülüyoruz bu haberleri okurken...
Yolsuzluk haberleri ile ilgili o kadar çok ayrıntıdan bahsediliyor ki, inanın daha fazla okumaya içim el vermiyor ve gazeteyi elimden bırakıveriyorum... Meğer aklanması gereken ne kadar çok kara paramız(!) varmış da bizim haberimiz yokmuş arkadaşlar...
Günümün içine ediyor gündemi belirleyen bu yolsuzluk haberleri ve ben pazar gününden sıkılıveriyorum. Oysa gün benim için ne kadar da güzel başlamıştı... Keyifli bir pazar günü geçirmek isterken, onulmaz bir kaygı ve elem içinde buluveriyorum kendimi... Yüreğim gelecek kaygısı ile tasalanıyor birazcık... Ne zaman yolsuzluktan uzak, temiz bir toplum olmayı başarabileceğiz acep diye düşünmeden edemiyorum...
Gelecek günler bize kim bilir daha neler gösterecek... Günlerin getirmiş olduğu ve ileriki günlerde karşımıza çıkacak olan yeni sürprizler karşısında şaşırmamak ve hazırlıklı olmak gerek... Sıkıntıları ve sürprizleri ayakkabı kutularına(!) saklayıp bir an önce ortadan kaldırmak gerek...
Ben kendi adıma bu yoğun gündemden uzaklaşmak için biraz dışarı çıkmaya karar veriyorum... Açık havada dolaşmak yaralı ruh halime iyi gelebilir... Hepimizin bu yoğun gündemden uzaklaşmaya fazlasıyla ihtiyacı var... Belki eğlence olsun diye sinemaya falan da gidebilirim...
Görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder