Türkiye'nin, yolsuzluk operasyonu nedeniyle içine düşmüş olduğu kaos ve belirsizlik, operasyonda adı geçen bakanların istifaları, hükümetin yaşadığı zor günler, ülke ekonomisini olumsuz etkilemeye başladı bile...
17 Aralık'ta gerçekleştirilen yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında yaşanan belirsizlik ve kaos ortamı, doların aşırı yükselmesine ve ekonomik dengelerin sarsılmaya başlamasına neden olmaya başladı.
Bugün markette her gün 60 kuruşa (Ankara'da ekmek 60 kuruşa satılmakta idi) almış olduğum ekmeğe 75 kuruş ödedim. Bu arada, ekonomik gelişmeleri anlatmanın en basit ve en kolay yolu olduğu için örnek olarak ekmeği seçtim. Zira, çoğunluğu asgari ücretle geçinen ve fakirlik sınırı altında yaşayan bir ülkede, ekmek fiyatına yapılan zam, ekonomik gelişmelerin geniş bir özeti gibidir ve orta halli vatandaş açısından çok önemlidir. Ne yazık kı, ekmekle başlayan zam furyası devam edecek gibi görünüyor. Siyasi belirsizlik nedeniyle yaşanan kaos ortamı nedeniyle sarsılan dengeler, birçok ürünün fiyatında artış yaşanabilir diye düşünmemize neden oluyor.
Sabah saatlerinde akaryakıta yapılan 13 kuruşluk zammı birçoğunuz duymuşsunuzdur. Zamlar bu kadarla da sınırlı değil. Gazetelerin ekonomi sayfalarına şöyle bir göz gezdirdiğinizde doğal gaz ve elektriğe yapılacak zammın da yolda olduğunu anlarsınız.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız yapmış olduğu açıklamada, dolarda meydana gelen yükselişin enerjide 4 milyar dolarlık ek bir maliyet getirdiğini belirtmiş. Bakan Yıldız'ın bu açıklaması, elektrik ve doğal gaza zam yapılacak mı sorusuna cevap niteliği taşıması bakımından oldukça dikkat çekici bir açıklama. Ben bu açıklamadan yakın zamanda elektrik ve doğalgaza da zam yapılacağı sonucunu çıkarıyorum.
Dolarda bir kuruşluk küçük bir yükseliş dahi olması, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde zam yağmuru olarak vatandaşa yansımakta. Bugün akaryakıta yapılan zam, akaryakıtla birlikte pek tabi ki, mutfaktaki tüpün, deterjanın, sabunun, peçetenin, gıdanın fiyatının artmasına neden olacaktır.
Son günlerde yaşanan olaylar ekonomik açıdan da bir belirsizlik havası doğmasına neden oldu. Maalesef son bir haftada Türk Lirası değer kaybetmeye dolar ise yükselerek rekor kırmaya devam etti. Altın ise son otuz yılın en kötü dönemini yaşıyor, açıkçası altın fiyatları dibe vurmuş durumda...
Bakalım, ilerleyen günlerde bu operasyonun ülke ekonomisine nasıl bir yansıması olacak, bekleyip göreceğiz...
yolsuzluk operasyonu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yolsuzluk operasyonu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
25 Aralık 2013 Çarşamba
22 Aralık 2013 Pazar
Pazar Keyfi
Oh ne güzel... Yalnızlığımla başbaşayım... Kendimi dinliyorum ve inanılmaz bir pazar keyfi yapıyorum... Bir yandan sevdiğim bir şarkıyı mırıldanıyorum bir yandan da ne güzel bir gün diye düşünüyorum... Elimde çay fincanım sıcak çayımı yudumluyorum ve gazetelere şöyle bir göz gezdiriyorum...
Ve pazar keyfim sona eriyor maalesef...
Son bir haftadır içimiz dışımız yolsuzluk operasyonu oldu... Varsa yoksa operasyon, yolsuzluk... O şu kadar para almış... Öteki öyle demiş, bu böyle söylemiş... Şu kadar kara para aklanmış, falan filan yani... (Yalnız şunu belirtmek isterim ki, bahsedilen para, milli piyangonun yıl başı ikramiyesini falan solda sıfır bırakır, o kadar yani...)
Kara para aklama da ne ola ki diye merak ettim ve araştırma(!) yapayım dedim... Aman Ya Rabbim... Kara para aklamak yasa dışı yollardan elde edilen paranın yasal yollardan temizlenmesi demekmiş!... Paravan şirketler, bankalar vb...
"Neyse ne" deyip bu konuyu düşünmek ve üstünde durmak istemedim ama ne yalan söyleyim, içim pek elvermedi boş vermeye... Okumaya devam ettim gazeteyi... Bizim gibi insanların hiç kara parası olmadığı için nasıl temizlenmesi gerektiğini bilmiyoruz pek tabii, o nedenle haliyle üzülüyoruz bu haberleri okurken...
Yolsuzluk haberleri ile ilgili o kadar çok ayrıntıdan bahsediliyor ki, inanın daha fazla okumaya içim el vermiyor ve gazeteyi elimden bırakıveriyorum... Meğer aklanması gereken ne kadar çok kara paramız(!) varmış da bizim haberimiz yokmuş arkadaşlar...
Günümün içine ediyor gündemi belirleyen bu yolsuzluk haberleri ve ben pazar gününden sıkılıveriyorum. Oysa gün benim için ne kadar da güzel başlamıştı... Keyifli bir pazar günü geçirmek isterken, onulmaz bir kaygı ve elem içinde buluveriyorum kendimi... Yüreğim gelecek kaygısı ile tasalanıyor birazcık... Ne zaman yolsuzluktan uzak, temiz bir toplum olmayı başarabileceğiz acep diye düşünmeden edemiyorum...
Gelecek günler bize kim bilir daha neler gösterecek... Günlerin getirmiş olduğu ve ileriki günlerde karşımıza çıkacak olan yeni sürprizler karşısında şaşırmamak ve hazırlıklı olmak gerek... Sıkıntıları ve sürprizleri ayakkabı kutularına(!) saklayıp bir an önce ortadan kaldırmak gerek...
Ben kendi adıma bu yoğun gündemden uzaklaşmak için biraz dışarı çıkmaya karar veriyorum... Açık havada dolaşmak yaralı ruh halime iyi gelebilir... Hepimizin bu yoğun gündemden uzaklaşmaya fazlasıyla ihtiyacı var... Belki eğlence olsun diye sinemaya falan da gidebilirim...
Görüşmek üzere...
Ve pazar keyfim sona eriyor maalesef...
Son bir haftadır içimiz dışımız yolsuzluk operasyonu oldu... Varsa yoksa operasyon, yolsuzluk... O şu kadar para almış... Öteki öyle demiş, bu böyle söylemiş... Şu kadar kara para aklanmış, falan filan yani... (Yalnız şunu belirtmek isterim ki, bahsedilen para, milli piyangonun yıl başı ikramiyesini falan solda sıfır bırakır, o kadar yani...)
Kara para aklama da ne ola ki diye merak ettim ve araştırma(!) yapayım dedim... Aman Ya Rabbim... Kara para aklamak yasa dışı yollardan elde edilen paranın yasal yollardan temizlenmesi demekmiş!... Paravan şirketler, bankalar vb...
"Neyse ne" deyip bu konuyu düşünmek ve üstünde durmak istemedim ama ne yalan söyleyim, içim pek elvermedi boş vermeye... Okumaya devam ettim gazeteyi... Bizim gibi insanların hiç kara parası olmadığı için nasıl temizlenmesi gerektiğini bilmiyoruz pek tabii, o nedenle haliyle üzülüyoruz bu haberleri okurken...
Yolsuzluk haberleri ile ilgili o kadar çok ayrıntıdan bahsediliyor ki, inanın daha fazla okumaya içim el vermiyor ve gazeteyi elimden bırakıveriyorum... Meğer aklanması gereken ne kadar çok kara paramız(!) varmış da bizim haberimiz yokmuş arkadaşlar...
Günümün içine ediyor gündemi belirleyen bu yolsuzluk haberleri ve ben pazar gününden sıkılıveriyorum. Oysa gün benim için ne kadar da güzel başlamıştı... Keyifli bir pazar günü geçirmek isterken, onulmaz bir kaygı ve elem içinde buluveriyorum kendimi... Yüreğim gelecek kaygısı ile tasalanıyor birazcık... Ne zaman yolsuzluktan uzak, temiz bir toplum olmayı başarabileceğiz acep diye düşünmeden edemiyorum...
Gelecek günler bize kim bilir daha neler gösterecek... Günlerin getirmiş olduğu ve ileriki günlerde karşımıza çıkacak olan yeni sürprizler karşısında şaşırmamak ve hazırlıklı olmak gerek... Sıkıntıları ve sürprizleri ayakkabı kutularına(!) saklayıp bir an önce ortadan kaldırmak gerek...
Ben kendi adıma bu yoğun gündemden uzaklaşmak için biraz dışarı çıkmaya karar veriyorum... Açık havada dolaşmak yaralı ruh halime iyi gelebilir... Hepimizin bu yoğun gündemden uzaklaşmaya fazlasıyla ihtiyacı var... Belki eğlence olsun diye sinemaya falan da gidebilirim...
Görüşmek üzere...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)