üniversite sınavı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
üniversite sınavı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Aralık 2013 Çarşamba

Dershanelere Eylül 2015'e Kadar Müsaade

            Dersahaneler kapatılacak mı kapatılmayacak mı tam bir muammaya dönüştü. Eğitim-öğretim sistemimizin vazgeçilmez bir unsuru(!) gibi kabul gören dershaneler, 2015 yılına kadar kapatılmayacak. Hazırlanan yeni taslakla birlikte, devlet tarafından dershanelerin özel okula dönüşmesi için verilen süre Eylül 2015'e kadar uzatıldı. Yani, sistem iki yıl daha aynı şekilde devam edecek, dershaneler bu süre boyunca kayıt alabilecekler. Bu süre içinde üniversite sınav sistemi değiştirilip, yerine dershaneye ihtiyaç duyulmayacak yeni bir sistem getirilmesi planlanıyor. Şimdi herkes, dershaneler gerçekten kapatılacak mı, yoksa dershaneler ile hükümet arasında yaşanan bu karşılıklı restleşmenin acısını, acaba çocuklarıımız mı çekecek diye merak ediyor. 

            Şunu kabul etmek gerekiyor, eğitim sistemimizdeki eksikliker ve yetersizlikler dershane kavramını hayatımıza soktu. Bugün, okullarımızda verilen eğitimin, çocuklarımızın girecekleri sınavlarda başarılı olması için yeterli olmadığını hepimiz biliyoruz. parası olan veli çocuğunu özel okula göndererek sistemin eksik yanlarını kamufle etmeyi başarıyor. Parası olmayanlar ise çocuğunu sınav döneminde dershaneye göndererek aradaki açığı kapatmaya çalışıyor. Çocuklarının özel okulda okuyan akranları gibi eğitim almasını arzulayan aileler çocuklarını dershanelere göndermek zorunda kalırken, zor durumdaki birçok aile çocuklarını dershaneye gönderemediği için zor durumda kaldı. Çevremize baktığımızda adım başı bir dershane, etüt merkezi görmekteyiz. Açılan dershane sayısının bu kadar artması, eğitimin okul yerine dershanelere kaydığını göstermektedir.  Devlet okulunda yeteri kadar eğitim alamayan çocuklar, bu sorunu dershaneye giderek çözmeye çalışıyor. Eğitim sisteminden kaynaklanan eksikler, dershaneleri hayatımızın orta yerine koydu. Özellikle, üniversite sınavları nedeniyle çocukların dershaneye gitmesi neredeyse şart oldu. Dershane kültürü yaygınlaştıkça, okullar da öğrencilerini dershanelere yönlendirmeye başladı. Bugün devlet okullarında eğitim gören kaç öğrencimiz, çözemediği soruları öğretmenine sorabiliyor ya da öğretmeni ile soru çözebiliyor? Bunu yapabilen öğrenci sayısı çok az, çünkü bunu yapmaya ne öğretmenin zamanı yetiyor ne de öğrencinin cesareti... Oysa dershane sistemi tamamen çocuğa odaklı çalışıyor. Çocuklar başarıya odaklanıyor ve başarmak için gece gündüz çalışıyor. 

         Dershanelerin kapatılması gündeme geldiğinde öyle dünyanın sonu gelmiş gibi "eyvah eyvah" diyenlerden olmadım. Dershaneler hakkında ben de bazı noktaları kafamda netleştirmeye çalışıyorum. Eğer okulda verilen eğitim seviyesi yükseltilecekse, çocukların gerçekten bir dershaneye ihtiyacı olmayacaksa, okulda görmüş olduğu ders çocuklarımızın sınavlarda başarılı olması için yeterli olacaksa, bence de dershane ler kapatılmalı. Yok, zengin çocukları özel ders alarak diğer çocuklarla arasındaki farkı açacaksa, öteki çocuklar özel ders alamadığı için zincirin en zayıf halkası olacaksa, yani aslında değişen birşey olmayacaksa, o zaman dershanelerin kapatılmasına şiddetle karşı çıkıyorum. 



                  

Dershanelere Eylül 2015'e Kadar Müsaade

            Dersahaneler kapatılacak mı kapatılmayacak mı tam bir muammaya dönüştü. Eğitim-öğretim sistemimizin vazgeçilmez bir unsuru(!) gibi kabul gören dershaneler, 2015 yılına kadar kapatılmayacak. Hazırlanan yeni taslakla birlikte, devlet tarafından dershanelerin özel okula dönüşmesi için verilen süre Eylül 2015'e kadar uzatıldı. Yani, sistem iki yıl daha aynı şekilde devam edecek, dershaneler bu süre boyunca kayıt alabilecekler. Bu süre içinde üniversite sınav sistemi değiştirilip, yerine dershaneye ihtiyaç duyulmayacak yeni bir sistem getirilmesi planlanıyor. Şimdi herkes, dershaneler gerçekten kapatılacak mı, yoksa dershaneler ile hükümet arasında yaşanan bu karşılıklı restleşmenin acısını, acaba çocuklarıımız mı çekecek diye merak ediyor. 

            Şunu kabul etmek gerekiyor, eğitim sistemimizdeki eksikliker ve yetersizlikler dershane kavramını hayatımıza soktu. Bugün, okullarımızda verilen eğitimin, çocuklarımızın girecekleri sınavlarda başarılı olması için yeterli olmadığını hepimiz biliyoruz. parası olan veli çocuğunu özel okula göndererek sistemin eksik yanlarını kamufle etmeyi başarıyor. Parası olmayanlar ise çocuğunu sınav döneminde dershaneye göndererek aradaki açığı kapatmaya çalışıyor. Çocuklarının özel okulda okuyan akranları gibi eğitim almasını arzulayan aileler çocuklarını dershanelere göndermek zorunda kalırken, zor durumdaki birçok aile çocuklarını dershaneye gönderemediği için zor durumda kaldı. Çevremize baktığımızda adım başı bir dershane, etüt merkezi görmekteyiz. Açılan dershane sayısının bu kadar artması, eğitimin okul yerine dershanelere kaydığını göstermektedir.  Devlet okulunda yeteri kadar eğitim alamayan çocuklar, bu sorunu dershaneye giderek çözmeye çalışıyor. Eğitim sisteminden kaynaklanan eksikler, dershaneleri hayatımızın orta yerine koydu. Özellikle, üniversite sınavları nedeniyle çocukların dershaneye gitmesi neredeyse şart oldu. Dershane kültürü yaygınlaştıkça, okullar da öğrencilerini dershanelere yönlendirmeye başladı. Bugün devlet okullarında eğitim gören kaç öğrencimiz, çözemediği soruları öğretmenine sorabiliyor ya da öğretmeni ile soru çözebiliyor? Bunu yapabilen öğrenci sayısı çok az, çünkü bunu yapmaya ne öğretmenin zamanı yetiyor ne de öğrencinin cesareti... Oysa dershane sistemi tamamen çocuğa odaklı çalışıyor. Çocuklar başarıya odaklanıyor ve başarmak için gece gündüz çalışıyor. 

         Dershanelerin kapatılması gündeme geldiğinde öyle dünyanın sonu gelmiş gibi "eyvah eyvah" diyenlerden olmadım. Dershaneler hakkında ben de bazı noktaları kafamda netleştirmeye çalışıyorum. Eğer okulda verilen eğitim seviyesi yükseltilecekse, çocukların gerçekten bir dershaneye ihtiyacı olmayacaksa, okulda görmüş olduğu ders çocuklarımızın sınavlarda başarılı olması için yeterli olacaksa, bence de dershane ler kapatılmalı. Yok, zengin çocukları özel ders alarak diğer çocuklarla arasındaki farkı açacaksa, öteki çocuklar özel ders alamadığı için zincirin en zayıf halkası olacaksa, yani aslında değişen birşey olmayacaksa, o zaman dershanelerin kapatılmasına şiddetle karşı çıkıyorum. 



                  

28 Kasım 2013 Perşembe

Liselere Giriş Sınavı

         Bugün ilkokulda okuyan ve  8.sınıfa giden çocuklarımız LGS sınavının ilkine girdiler. Peki, kaç kişi bu sınavlar hakkında bilgi sahibi? Belki de birçoğumuz böyle bir sınav olduğundan habersizdik, ta ki kendi çocuklarımız sınav olduğu için okulların tatil olduğunu söyleyene kadar. Ben de ilkokulda eğitim gören bir çocuk velisi olarak,  bu konuyu ihmal ettiğimi, sınav hakkında bilgi sahibi olmadığımı fark ettim ve bir araştırma yaparak LGS Sınavı hakkında bilgi sahibi olmaya çalıştım.
         Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, küçüklerin işi sanıldığı kadar kolay olmayacak. Merkezi sınav olan LGS'nin ilki bugün ikincisi de yarın yapılacak. Bu sınavın bu yıl ilk defa yapılıyor olması bu sene sınava giren çocuklar için bir dezavantaj olabilir. Zira, sınav hakkında nasıl ki kimse fazla bir şey bilmiyorsa sınava girecek olan çocuklar da büyük ihtimalle aynı durumdalar. İzlediğim bir televizyon programında açıklama yapan bir rehberlik öğretmeni, sınavın detayları hakkında ekim ayının başından itibaren bilgilendirildiklerini belirterek, bilgi eksikliğinin aslında bizden kaynaklı bir sorun olmadığını belirtmişti.
        Gelelim sınava; sınavın bugün yapılan ilk ayağında merkezi sınava giren çocuklar, kendi eğitim gördükleri okulda sınava girdikleri için biraz daha rahattılar. Yabancı bir okulda sınava girmek oldum olası sınava girecek olanların daha fazla heyecanlanmasına neden olan bir durumdur. Bugün yapılan LGS Sınavı merkezi bir sınav olduğu için tüm Türkiye'de saat 9'da başladı.  Bugün yapılan ve yarın ikinci ayağı gerçekleştirilecek olan LGS'de tüm derslerden sorulacak olan soru sayısı  20 adet olarak belirlenmiş. Çocuklara 20 adet soru için verilen sınav süresi her ders için 40 dakika. Çocuklar, her sınavdan sonra 30 dakika teneffüs yapabiliyor. İlk gün Türkçe, Matematik ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden sorulan soruları cevaplayan çocuklar, ikinci gün Fen ve Teknoloji, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Yabancı Dil sınavına girecekler ve bu derslerden sorulan sorulara cevap verecekler.
        İyi bir liseye girmek ve eğitimini iyi bir okulda tamamlamak isteyen gençlere başarılar diliyorum. Çocuklarımıza şunu söylemekte yarar görüyorum: Sınavınız iyi ya da kötü geçebilir, sakın üzülmeyin, girmiş olduğunuz  lise sınavı, daha yolun çok başındasınız, iyi yerlere gelmek istiyorsanız, eğitiminize ara vermeden devam etmeli ve kendinizi en iyi şekilde yetiştirmelisiniz. Unutmayın, liseden sonra sizi üniversite sınavı bekliyor olacak. LGS'de elde edemediğiniz başarıyı, çalışarak YGS ve LYS de elde edebilirsiniz. Sınava girecek olan bütün çocuklarımıza, en içten duygularımla bir kez daha başarılar diliyorum...