kadın cinayeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kadın cinayeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ocak 2014 Çarşamba

Türkiye'nin Kanayan Yarası; Çocuk Gelinler

 Ne yazık ki, küçük bir kız çocuğu daha ne olduğunu anlamadan bu hayattan göçüp gitti...  Birçoğunuz duymuştur O'nun adını... Adı Kader'di...

Kader, hem küçük bir kız çocuğu hem bir eş hem de anneydi...

Daha 11 yaşındayken evlendirilen, 12 yaşındayken anne olan ve 14 yaşındayken ölen Kader, Türkiye'nin kanayan yarası çocuk gelinler sorununu yeniden gündeme taşımayı başardı...

Günlerdir yolsuzluk ve rüşvet operasyonları yüzünden hükümet, muhalefet, savcılar, hakimler, gazeteciler ve daha ne kadar büyük devlet adamı ve akil insan varsa herkes şöyle olmalı, böyle olmalı diye ahkam kesip bildiriler dağıtırken,  Kader hakkında kimse birşey söylemiyor ne acı...

Bir ülkede çocuk gelinler varsa ve bu çocuk gelinler daha oyun oynaması gereken bir yaşta anne olup ikinci doğumundan sonra ölüyorsa ülkeyi yönetenler ve yasa koyucular oturup biraz düşünmelidir...

Düpedüz çocuk istismarı olan bu duruma karşı neden caydırıcı önlem alınmıyor, yasa düzenlenmiyor ve neden bu suçu işleyenler hapis cezasına çarptırılmıyor diye merak ediyorum günlerdir...

Kader öldükten sonra sorumluluğunun farkına varan ve Kader'in ölümünü araştırmaya karar veren devlet, ne yazık ki Kaderi korumaktan acizdir.

Zira, bu çocuklarla evlenenler bana göre pedofili suçu işliyorlar ve bu suçtan cezalandırılmalıdırlar. Çocuk gelin lafını da çok sevmiyorum, yapılan düpedüz çocuk istismarıdır. Bu olay gelenek diyerek açıklanmamalı, saçma sapan bir mecraya çekilmemeli, en kısa sürede çözümlenmelidir.

Küçücük çocuklarla evlenmek ve bu çocukların küçük yaşta anne olmalarına neden olmak bana göre pedofiliden başka birşey değildir. Bu çocuklarla evlenmek başka türlü nasıl açıklanabilir ki?

Kader'in ölümünden sonra devreye giren ve soruşturma açan devlet keşke daha önce kendini gösterebilseydi... Hem böylece küçük yaşta yok olup giden çocuk gelinler de olmazdı... Küçük çocuklarla evlenenlere ve bu çocukları küçük yaşta evlenmek zorunda bırakan ailelere karşı önlem alınmazsa, bu suçu işleyenlere caydırıcı cezalar verilmezse ne yazık ki bu tür olaylar yaşanmaya devam edecek...

Ah, Kader! Ne acı bir kayıp oldun sen... Ülkem adına utanıyorum ve özür diliyorum senden... 

Ah, Kader! Seni düşününce içim acıyor, daralıyorum, inan çok üzülüyorum... Daha küçük bir çocukken evlenen ve anne olan, aile fertlerinin söylediğine göre ikinci çocuğunu kaybettiği için intihar eden ancak ölümü şüpheli bulunduğu için incelemeye alınan kadersiz Kader... 

Mekanın cennet olsun küçük anne... Geride bıraktığın 1,5 yaşındaki evladın seni çok özleyecek... Ve biz, önlem alınmadığı takdirde belki de çok yakın bir zamanda yeni bir çocuk gelin ya da kadın cinayeti haberi ile karşı karşıya kalacağız. Ne yazık...




Türkiye'nin Kanayan Yarası; Çocuk Gelinler

 Ne yazık ki, küçük bir kız çocuğu daha ne olduğunu anlamadan bu hayattan göçüp gitti...  Birçoğunuz duymuştur O'nun adını... Adı Kader'di...

Kader, hem küçük bir kız çocuğu hem bir eş hem de anneydi...

Daha 11 yaşındayken evlendirilen, 12 yaşındayken anne olan ve 14 yaşındayken ölen Kader, Türkiye'nin kanayan yarası çocuk gelinler sorununu yeniden gündeme taşımayı başardı...

Günlerdir yolsuzluk ve rüşvet operasyonları yüzünden hükümet, muhalefet, savcılar, hakimler, gazeteciler ve daha ne kadar büyük devlet adamı ve akil insan varsa herkes şöyle olmalı, böyle olmalı diye ahkam kesip bildiriler dağıtırken,  Kader hakkında kimse birşey söylemiyor ne acı...

Bir ülkede çocuk gelinler varsa ve bu çocuk gelinler daha oyun oynaması gereken bir yaşta anne olup ikinci doğumundan sonra ölüyorsa ülkeyi yönetenler ve yasa koyucular oturup biraz düşünmelidir...

Düpedüz çocuk istismarı olan bu duruma karşı neden caydırıcı önlem alınmıyor, yasa düzenlenmiyor ve neden bu suçu işleyenler hapis cezasına çarptırılmıyor diye merak ediyorum günlerdir...

Kader öldükten sonra sorumluluğunun farkına varan ve Kader'in ölümünü araştırmaya karar veren devlet, ne yazık ki Kaderi korumaktan acizdir.

Zira, bu çocuklarla evlenenler bana göre pedofili suçu işliyorlar ve bu suçtan cezalandırılmalıdırlar. Çocuk gelin lafını da çok sevmiyorum, yapılan düpedüz çocuk istismarıdır. Bu olay gelenek diyerek açıklanmamalı, saçma sapan bir mecraya çekilmemeli, en kısa sürede çözümlenmelidir.

Küçücük çocuklarla evlenmek ve bu çocukların küçük yaşta anne olmalarına neden olmak bana göre pedofiliden başka birşey değildir. Bu çocuklarla evlenmek başka türlü nasıl açıklanabilir ki?

Kader'in ölümünden sonra devreye giren ve soruşturma açan devlet keşke daha önce kendini gösterebilseydi... Hem böylece küçük yaşta yok olup giden çocuk gelinler de olmazdı... Küçük çocuklarla evlenenlere ve bu çocukları küçük yaşta evlenmek zorunda bırakan ailelere karşı önlem alınmazsa, bu suçu işleyenlere caydırıcı cezalar verilmezse ne yazık ki bu tür olaylar yaşanmaya devam edecek...

Ah, Kader! Ne acı bir kayıp oldun sen... Ülkem adına utanıyorum ve özür diliyorum senden... 

Ah, Kader! Seni düşününce içim acıyor, daralıyorum, inan çok üzülüyorum... Daha küçük bir çocukken evlenen ve anne olan, aile fertlerinin söylediğine göre ikinci çocuğunu kaybettiği için intihar eden ancak ölümü şüpheli bulunduğu için incelemeye alınan kadersiz Kader... 

Mekanın cennet olsun küçük anne... Geride bıraktığın 1,5 yaşındaki evladın seni çok özleyecek... Ve biz, önlem alınmadığı takdirde belki de çok yakın bir zamanda yeni bir çocuk gelin ya da kadın cinayeti haberi ile karşı karşıya kalacağız. Ne yazık...




17 Aralık 2013 Salı

Bu Ülkede Her Gün Yeni Bir Kadın Öldürülüyor

Bu nasıl bir canilik nasıl bir cehalettir Allah'ım. Bilmezler mi acaba bu cahiller, bu canı bize veren de sensin bizden alacak olan da yine sen olacaksın. 

Gün geçmiyor ki ülkenin farklı bir yerinden bir kadın cinayeti haberi gelmesin. Bu nasıl bir vicdandır ya... Bir kadını öldürmek nedendir... O küçük küçük yavruları annesiz bırakmak kimin haddinedir. Sen kimsin ki kocasıyım diye bir kadının canını alıyorsun be gafil... Her gün haberleri dinlerken acaba diyorum... Bugün de kendini bilmez bir manyak karısının canına kıydı mı diye düşünüyorum... 



Ülkemizde son on yıl içinde kadın cinayetlerinde ciddi bir artış yaşanmakta. 2002 yılı verilerine göre 66 kadın cinayete kurban gitmişken sadece 2009 yılında bu rakam 953'e ulaşmış. Ne korkunç ve ne utanç verici bir tablo bu. Bu kadar kadın bir hiç uğruna canından oluyor, bir hiç uğruna arkasında kalan çocuklar ömür boyu annelerinden mahrum yaşıyor. Bu hakkı kimse kimseye vermiyor. Ancak bu nasıl bir aymazlıksa bazı erkek müsveddeleri kadınları öldürmeyi kendine verilmiş bir hak sanıyor. 




Elimde bir gazete var. Gazetede yer alan habere göre kadın şiddetli geçimsizlik yaşadığı kocasına boşanma davası açmış. Bu iki insan evleneli sadece 5 ay olmuş. Bu bahsettiğimiz kişiler öyle sanat camiasından falan değil yani... Bu insanların reklam için evlenmek, reklam için boşanmak gibi bir dertleri yok yani... Kendisine boşanma davası açan eşini öldürmek için bence planlı bir şekilde kayınpederinin evine giden adam, kayınpederini, kayınvadilesini ve karısını öldürmüş. Bu şiddet ve kinin nedeni nedir, kim bu acımasızlığı yapma hakkına sahiptir. Karısı ile birlikte anne ve babasını öldürmek de nedir...



Ülkemizde işlenen kadın cinayetleri bir türlü sonlanmıyor. Kadın cinayetlerinde Dünya sıralamasında ilk sıralarda yer alan Türkiye, kadın erkek eşitliğinde ise 135 ülke arasında ancak 126'ncı olabiliyor. Çocuk gelinler sıralamasında ise iyi bir derece yapan Türkiye Gürcistan'ın ardından ikinci sıraya yerleşiyor. Son yedi yılda ülkemizde işlenen kadın cinayetleri yüzde 1400 artmış. Ne korkunç değil mi? 

Bir kadın olarak kadınlara gösterilen her türlü şiddeti ve aşağılamayı şiddetle kınıyorum. Toplum olarak kadınlara gösterilen şiddeti (dayağı, sözlü ve psikolojik şiddeti) öteleyemezsek ve yok edemezsek kadın cinayetlerinin önüne asla geçemeyiz. "Kocasıdır döver de sever de" diyerek dayak ve şiddeti meşru bir zemine çekmeye devam edecek olursak bundan güç alan erkekler de bunu yapmaya devam edeceklerdir. Toplum olarak en tepeden en alt kademeye kadar kadına bakış açımızı irdelemek, özeleştiri yapmak ve kendimizi geliştirmek zorundayız. En azından bizden sonra gelen yeni nesil için bunu yapmak zorundayız. Onlara kadın cinayetlerinin olmadığı bir dünya bırakmalıyız ki bu kirlilik onlara hiç bulaşmasın.