kadın cinayetleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kadın cinayetleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2013 Pazar

Cemre Annesinden Sonra Kardeşini de Kaybetmek İstemiyor

Gazetede okuduğum bir haber karşısında göz yaşlarımı tutamadım. Cemre'nin acısını ta yüreğimde hissettim...

8 yaşında olan bu küçük kız çocuğu, Aile Bakanlığı'na yazdığı mektupta "kardeşimi yanımda istiyorum" diyerek feryat ediyor.

Cemre henüz 8 yaşında bir çocuk. Yaşadığı korkunç olay nedeniyle vaktinden önce olgunlaşmak zorunda kalan çocuklarımızdan birisi Cemre...


Türkiye'de son yıllarda bir türlü önlenemeyen ve her gün bir yenisi işlenen kadın cinayetleri nedeniyle mağdur olan çocuklarımızdan sadece birisi Cemre...

Annesini, babasının işlemiş olduğu cinayet nedeniyle kaybetmiş bu küçük kız çocuğu... Cemre'nin bir de küçük erkek kardeşi var ve Cemre kardeşinin yanında olmasını istiyor. 

13 Mayısta yaşanan bu kötü olaydan sonra iki kardeş ayrı yerlerde kalmaya başlamışlar. Cemre anneanesinde kalırken kardeşi babaannede kalmaya başlamış. O günden beri kardeşini göremediğini söyleyen Cemre, Aile Bakanlığı'ndan kardeşinin yanında olmasını sağlamasını istiyor. Aileden geriye kalan büyük kardeş olarak küçük kardeşine sahip çıkmak istiyor.

Aslında çok şey istemiyor bu küçük kız çocuğu... Babasının ailesine yaşatmış olduğu korkunç olay nedeniyle ailesinden geriye kalanları toparlamayı, bu olayın açtığı yaraları sarabilmeyi, kardeşi ile yeniden bir aile olabilmeyi istiyor.

Cemre Aile Bakanlığı'na yazmış olduğu mektupta "22 Mayıs'tan beri ne babamı, ne annemi ne de kardeşimi görebiliyorum. Kardeşimi çok ama çok özledim. Ben teyzelerime sarıldıkça anneme sarılır gibi oluyorum. Kardeşimi de yanımda istiyorum." diyor. 

Aile Bakanlığı, Cemre'nin mektubuna ne cevap verir bilinmez ama yaşanan kadın cinayetleri nedeniyle bu ülkede pek çok çocuk Cemre'nin yaşadığı bu sıkıntıları yaşıyor ve cinayetlere dur demeyi başaramazsak bu çocuklara yenileri de eklenecek. 

Bu çocuklara bunu yaşatmaya kimsenin hakkı olduğunu sanmıyorum. Annesini öldürerek bu çocukları anne sevgisinden mahrum bırakmak ve küçük yaşta bu kadar büyük şeyleri düşünmeye zorlamak kimsenin hakkı değil. 

Artık bu cinayetlere dur demek, mağdur olan çocuklarımıza yenilerinin eklenmesini engel olmamız gerekiyor. Cinayete kurban giden kadınların birçoğu polis koruması altında ölüp gidiyorlar. Türkiye'nin toplumsal bir sorunu olan bu cinayetlere mutlaka bir çözüm üretmek zorundayız.

Bu çocuklara ömür boyunca taşımak zorunda oldukları bu ağır yükü yüklememeli, onları bu ağır yükün altında ezilmekten kurtarmalıyız. Kadın cinayetleri bu çocukların kaderi olmamalı. Devletimiz bu çocuklara sahip çıkmalı, bu çocuklara her açıdan destek vermelidir. 

Eğer bu çocuklar için birşeyler yapmak istiyorsak işe Cemre ile kardeşini bir araya getirmekle başlayabiliriz. Cemre'nin dediği gibi aslında çok fazla şey istemiyorlar, iki kardeş yeniden aile olmak için mücadele ediyorlar. Onlara aile olmaları için şans tanımak Aile Bakanlığı'nın vereceği en doğru karar olacaktır.


17 Aralık 2013 Salı

Bu Ülkede Her Gün Yeni Bir Kadın Öldürülüyor

Bu nasıl bir canilik nasıl bir cehalettir Allah'ım. Bilmezler mi acaba bu cahiller, bu canı bize veren de sensin bizden alacak olan da yine sen olacaksın. 

Gün geçmiyor ki ülkenin farklı bir yerinden bir kadın cinayeti haberi gelmesin. Bu nasıl bir vicdandır ya... Bir kadını öldürmek nedendir... O küçük küçük yavruları annesiz bırakmak kimin haddinedir. Sen kimsin ki kocasıyım diye bir kadının canını alıyorsun be gafil... Her gün haberleri dinlerken acaba diyorum... Bugün de kendini bilmez bir manyak karısının canına kıydı mı diye düşünüyorum... 



Ülkemizde son on yıl içinde kadın cinayetlerinde ciddi bir artış yaşanmakta. 2002 yılı verilerine göre 66 kadın cinayete kurban gitmişken sadece 2009 yılında bu rakam 953'e ulaşmış. Ne korkunç ve ne utanç verici bir tablo bu. Bu kadar kadın bir hiç uğruna canından oluyor, bir hiç uğruna arkasında kalan çocuklar ömür boyu annelerinden mahrum yaşıyor. Bu hakkı kimse kimseye vermiyor. Ancak bu nasıl bir aymazlıksa bazı erkek müsveddeleri kadınları öldürmeyi kendine verilmiş bir hak sanıyor. 




Elimde bir gazete var. Gazetede yer alan habere göre kadın şiddetli geçimsizlik yaşadığı kocasına boşanma davası açmış. Bu iki insan evleneli sadece 5 ay olmuş. Bu bahsettiğimiz kişiler öyle sanat camiasından falan değil yani... Bu insanların reklam için evlenmek, reklam için boşanmak gibi bir dertleri yok yani... Kendisine boşanma davası açan eşini öldürmek için bence planlı bir şekilde kayınpederinin evine giden adam, kayınpederini, kayınvadilesini ve karısını öldürmüş. Bu şiddet ve kinin nedeni nedir, kim bu acımasızlığı yapma hakkına sahiptir. Karısı ile birlikte anne ve babasını öldürmek de nedir...



Ülkemizde işlenen kadın cinayetleri bir türlü sonlanmıyor. Kadın cinayetlerinde Dünya sıralamasında ilk sıralarda yer alan Türkiye, kadın erkek eşitliğinde ise 135 ülke arasında ancak 126'ncı olabiliyor. Çocuk gelinler sıralamasında ise iyi bir derece yapan Türkiye Gürcistan'ın ardından ikinci sıraya yerleşiyor. Son yedi yılda ülkemizde işlenen kadın cinayetleri yüzde 1400 artmış. Ne korkunç değil mi? 

Bir kadın olarak kadınlara gösterilen her türlü şiddeti ve aşağılamayı şiddetle kınıyorum. Toplum olarak kadınlara gösterilen şiddeti (dayağı, sözlü ve psikolojik şiddeti) öteleyemezsek ve yok edemezsek kadın cinayetlerinin önüne asla geçemeyiz. "Kocasıdır döver de sever de" diyerek dayak ve şiddeti meşru bir zemine çekmeye devam edecek olursak bundan güç alan erkekler de bunu yapmaya devam edeceklerdir. Toplum olarak en tepeden en alt kademeye kadar kadına bakış açımızı irdelemek, özeleştiri yapmak ve kendimizi geliştirmek zorundayız. En azından bizden sonra gelen yeni nesil için bunu yapmak zorundayız. Onlara kadın cinayetlerinin olmadığı bir dünya bırakmalıyız ki bu kirlilik onlara hiç bulaşmasın.